Güvenli ve İstikrarlı Bağlanma İhtiyacı Karşılanmayan Çocuklar
İnsanlar mevcut şemalar ile başa çıkmak için üç temel yöntem kullanır.
Bunlardan ilki teslim olmaktır!
İkincisi kaçınmaktır!
Üçüncüsü ise aşırı telafi etmektir!
Daha önce bahsettiğim temel ihtiyaçlar ve ebeveynlik tutumları hangi şemaların oluşmasına neden oluyor, bunu incelerken şemalarla baş etme yöntemlerinin nasıl işlediğinden de bahsediyor olacağım.
- Güvenli ve istikrarlı bağlanma ihtiyacına bağlı oluşan şemalar: Bu ihtiyacı karşılanmayan çocuklarda beş farklı şema yapısı oluşabilir.
- Duygusal yoksunluk şeması: Çocukta sevgi, ilgi, şefkat, anlayış, kabul, rehberlik ve yönlendirme ihtiyacı karşılanmaması hangi alanda yoksunluk yaşadığına bağlı olarak değerlendirilir. Mesela ilgi ve şefkat eksikliği baskın olabilir, anlaşılma ve kabul eksikliği baskın olabilir veya rehberlik ve yönlendirme eksikliği baskın olabilir. Ebeveynlik yapısına bağlı olarak bu yoksunluk alanları bir veya daha fazlasının bir arada olabileceği karma tipte de duygusal yoksunluk şemalarını oluşturabilir.
Örneğin, okuldan eve büyük bir heyecanla gelen çocuğunuza kapıyı açtınız. Daha kapıdan girer girmez başladı anlatmaya. Okulda olan bir olayı sizinle paylaşmak isteyen çocuğunuza, vakit ve ilgi veremiyor, anlattığı konuyu geçiştiriyorsanız o an çocuk şöyle düşünmeye başlıyor, benim anlattıklarımın annem için hiçbir önemi yok, sıkıcıyım. Ya da size yaptığı bir resmi bir kaç gün sonra çöpte buluyorsa, size verdiği ufak bir hediyeyi hiç kullanmadığınızı fark ediyorsa, size anlattığı bir olayı hiç hatırlamadığınızı anlıyorsa ben önemli değilim, ben ilgiyi hak etmiyorum ve ben bu ilgiye asla sahip olamayacağım şeklinde düşünmeye başlıyor. Aynı şekilde okulda yaşadığı bir problemle ilgili yönlendirme alamıyor, geçiştiriliyorsa, ben basit şeyleri bile çözemiyorum, ne kadar yetersizim, ne kadar güçsüzüm gibi düşünmeye başlayabiliyor. Burada oluşan temel şema, sevgi, ilgi ve şefkat almaya asla sahip olamayacağı ve bu konuda yetersiz olduğudur.
Bu çocuklar yetişkinlik yaşamında genelde sevgiye ve ilgiye fazlasıyla ihtiyaç duyarlar. Kendilerini yeteri kadar sevilmeyecek, anlaşılmayacak, kabul görmeyecek hissettikleri için, buna uygun partnerler seçmeye doğal bir eğilimleri olur. Daha soğuk, mesafeli partnerleri hayatlarına çekerler ve kendi şemalarının doğasına uygun sevilmezlik/yetersizlik duygularını yoğun şekilde hissederler. Bu şemaya teslim olmaktır.
Ya da zaten beni kimse sevmeyecek, kimse beni sevmedi, beni kimse istemez ki şeması nedeniyle ilişkilerden ve ilişkiyi başlatmak için adım atmaktan kaçınmaya çalışabilirler. Duygusal ilişkiden uzak durma davranışları, platonik ilişki uğraşları, şemadan kaçınmaktır.
Bu ikisi dışında birde şemayı aşırı telafi etme söz konusu olabilir. Bunun için duygusal ihtiyaçlarına aşırı hassasiyet göstermeye ve aşırı taleplerde bulunmaya başlayabilir. Benim doğum günümü unutma, bana mesaj at, benimle ilgilen, bana sürpriz yap, başkalarıyla dışarıdayken beni defalarca ara, sana anlattıklarımı aman unutma gibi içinde yaşadığı yeterince sevilmiyorum ki hislerini dış dünyada simgesel hareket, jest ve tavırlarla telafi etmeye ve doyurmaya çalışır. Bu aşırı telafide ihtiyacı karşılamak adına saldırgan davranışlar sergilenebilir; tartışma, küsme, üsteleme gibi.
Bu başa çıkma yollarının karma şekilde kullanabiliyoruz yani hep bir yol tercih edilmez. Misal dışarıda olan partnerinden önce aşırı telafi yaparak ilgi almaya yönelik saldırgan davranan bir kişi, ardından bu davranışın bak sen zaten sevilmeyeceksin, bir ilişkin vardı onda da bunaltıp sevgilinin bunu anlamasına neden oldun diye düşünüp, kaçınmaya aramayı veya talepleri kesmeye başlayabilir, daha sonra sen sevilmeyeceksin ve yalnız kalacaksın diye hissederek, şemaya teslim olabilir ve partneri tekrar sevilebilir olduğuna inandırmak için uyumlu davranışlar sergilemeye başlayabilir.
- Terk edilme şeması: Burada çocuğun mizaçsal yatkınlığı dışında, aile öyküsünde terk edilme yaşantılarının olması, ebeveynlerden birinin terk etmesi veya terk edileceğini düşünmesini sağlaması, yeteri kadar açıklanmayan boşanma öyküleri, sevgi, şefkat, ilginin sağlanamadığı yatılı okul tecrübeleri ile şiddetli ayrılma öykülerinde taraf tutularak ebeveynlerden birine karşı şahitlik yapmak zorunda kalması gibi, hem fiziksel hemde duygusal ayrılık, terk edilme yaşantılarını içeren durumlar bu şemanın oluşmasına neden olmaktadır.
Terk edilme şemasın teslim olan bir kişi hayatına daha çok kendisini terk edeceğini hissettiren, istikrarsız ilişkileri ve partnerleri çeker. Özellikle kendisine uygun olmayan taleplere sahip partnerlere aşık olurlar ve kendilerini sürekli terk edileceğini hissettiği duygulanımların içine atarlar. İlişkilerinde sürekli terk edilen kişilerde bu şemayı görmek mümkündür.
Eğer kişi teslim olmak yerine kaçınmayı tercih ediyorsa, o zaman ben zaten terk edileceğim, beni hayatında kimse istemez, eninde sonunda benden bıkacak, daha iyisini bulacak, zaten evlilikler yürümez, ilişkiler mutlaka biter gibi düşünce yapılarına kendilerini bırakıp, ilişki yaşamaktan ve ilişki başlatmaktan uzak durmaya çalışabilir.
Bunlar dışında aşırı telafi söz konusu olursa, bu sefer kişi içinde bulunduğu ilişkide birşeylerin ters gideceğini hissettiği anda, ya da duygusal ihtiyaçları karşılanmadığında, ya hemen ilişkiyi bitirir, ya da hemen partnerini aşırı şekilde test etmeye başlar. Neredesin, kiminlesin, beni görüntülü ara, telefonunu ver bakacağım, niye bu saatte çevirim içisin gibi sorgulamalar ve araştırmalar başlatır.
Genel olarak tüm şemalarda baş etme yolları karma şekilde kullanılabilir. Tetiklenen terk edileceğim şemasıyla başa çıkmak için, bir döngü yaratılır ve sürekli birinden öbürüne geçiş yaşanabilir.
- Kusurluluk şeması: Çocuklarda aşırı eleştiri, değersizlik ve aşağılanma yaşantılarının olması, küçüklükte fiziksel veya maddi kayıplar, yoksunluklar yaşaması, çevreyle kurduğu ilişkide hatalı ve kusurlu olduğuna ilişkin azarlanma, küçük düşürülme öykülerinin varlığı kusurluluk şemasının gelişmesine neden olabilmektedir. Bu şemada temel yapı, ben kusurlu ve yetersizim o zaman bunu sergilememeliyim, kimse benim ne kadar eksik olduğumu görmemeli, asla ben yeteri kadar iyi olamam, çirkinim, şişmanım, mutlaka bir şeyleri hatalı yaparım şeklindedir.
Bu şemaya teslim olan kişi fazlasıyla boyun eğici davranışlar sergiler. Kendini ön plana çıkarmaya veya sahip olduğu özellikleri sergilemeye istekli olmaz.
Kaçınan kişi ise sosyal ortamlarda özellikle eleştirilme ihtimali olan pozisyonlarda kalmamak için çaba sarf eder. Aklına gelen proje fikrini paylaşmaz, liderlik pozisyonlarına başvurmaz, kendisine ilk anda ilgi göstermeyen partnerleri etkilemek için çabalamaz, ya da ilişki yaşamak için reddedilirsem düşüncesinden ötürü adım atamaz.
Aşırı telafi halinde ise, herkesi kusurlu görmeye, eleştirmeye ve değersizleştirmeye çalışır. Tam tersine kendisindeki yetersizlik duygularını yansıtarak başkaları üzerinden telafi etmeye ve doyurmaya çalışır.
- Güvensizlik şeması: Çocuk küçüklük yaşantısında tutarsız ebeveyn tutumlarıyla karşılaşmış, duygusal anlamda sömürülmüş, ihmal ve istismar öyküsü yaşamış veya bir gün iyi bir gün kötü, bir an sakin bir an büyük tartışmaların yaşandığı, kavga ile barışma ayrımının yapılamadığı, sürekli tetikte olması gereken, anne ve babanın neye ne zaman kızacağını yani kuralların neler olduğunu anlayamadığı çevrelerde yetişmiş çocuklarda bu güvensizlik şeması oluşabilir.
Bu şemaya teslim olan bir kişi ne hayatında ne de ilişkisinde güvendeyim hissini asla yaşayamayacağını düşünür ve fazlasıyla teslimiyetçi davranabilir. Zorba bir partnerle ilişki yaşayabilir, arkadaşlık ilişkilerinde sömürülebilir ve duygusal istikrarı hak etmediğine ve asla sahip olamayacağına inanabilir. Kurban rölüne bürünmek ilişkili gibi görünmektedir.
Kaçınmada, yakın ilişki kurmaktan uzak durur ve hep şüphe hisseder. İnsanların ondan faydalanmak istedikleri için onunla olduğunu düşünerek, ilişkilerde gerçek anmada duygusal yakınlık kurmaktan uzak durabilir.
Aşırı telafi edilme halinde fazlasıyla sorgulama ve yalanları yakalamaya odaklanma söz konusu olabilir.
- Sosyal izolasyon: Çocuklukta kabul görmeyle, yakınlık kurmayla ilgili eksiklik yaşandığında bunun kendisindeki bir farklılıktan kaynaklandığını düşünmesiyle oluşabilen şemadır. O farklı olduğu için kabul görmüyordur, başka çocuklar ebeveyn ilgisi, anlayışı görüyor ve o buna sahip olamıyorsa sorun ebeveynde değil mutlaka kendisinde olmalıdır.
Bu kişiler hep dışlanacaklarını düşürler, aslında o grupta tam anlamıyla istendiklerini hissetmezler. Bir şekilde hep insanlar tarafından istenmeme, onlardan farklı olduğuna inanma hali hakimdir ve kendilerini özel, önemli hissetmekte güçlük yaşarlar. Yani, olsam da bir olmasam da bir, kimse için önemim yok şeklinde görürler ilişkilerini.
Şema ne demek? Şemaların oluşumunda hangi faktörler etkilidir?
Duygusal temel ihtiyaçları nelerdir?
Özerklik ihtiyacı karşılanmayan çocuklar
Kendiliğindenlik ve oyun ihtiyacı karşılanmayan çocuklar
Duygu ve ihtiyaçları ifade etme özgürlüğü karşılanmayan çocuklar
Gerçekçi sınırlar ve öz denetim ihtiyacı karşılanmayan çocuklar
Yetişkinlikte romantik ilişkiler ve bağlanma şekillerinin etkisi
Instagramdan takip etmek için; @uzm.psk.sinemcakir