Hamilelikte Beslenme Günlüğüm: 3 gebelik, 3 bebek
1. Gebelik: Bebek Ece Mina.
Şimdi geriye dönüp baktığımda Mina’ya hamile olan o genç kadına karşı hem büyük bir şefkat duyuyorum hem de o hallerini hatırladıkça çok eğleniyorum. Her türlü acemiliği yaşamışım ve o acemilikler beni bugünkü anne Ceren yapmış. O yüzden bu yazıyı okuyan sevgili anne adayı, eğer ilk hamileliğinse bu günlerini yıllar sonra muhtemelen sen de benim gibi içindeki küçük kıza tebessüm ederek hatırlayacaksın.
Hamilelikte Bulantı, Şişkinlik ve Gaz Sorunları
Hamile olduğumu öğrendikten birkaç gün sonra hafif hafif sabah bulantılarım başladı. Anneme benzediysem muhtemelen çok kusmadan hafif atlatırım diye düşünüyordum ve öyle de oldu. Yine de canım hiç et ya da yumurta gibi proteinden zengin yiyecekler çekmiyordu. Sürekli patates, nişasta, ekmek gibi bol karbonhidratlı şeyler yemek istiyordum. Sonradan beni balon gibi şişiren turşuları da yemeye başlayınca ilk 3 ay 4 kilocuk alıverdim. Doktorum "bu dönem yasaklı yiyecekler dışında istediğin şeyi yiyebilirsin" dediği için kendimi et ya da sebze yemeye de zorlamadım çünkü canım hiç çekmiyordu.
Gelelim hamileliğimin ilk 4 ayına damgasını vuran “gaz” mevzusuna. Normalde hiç hazımsızlık ya da şişkinlik şikayeti olmayan ben inanılmaz gaz sancısı çekmiştim. Sabah uyandığımda hiçbir şey sıkıntım yok, karnım dümdüz, akşama doğru 6 aylık hamileye dönüşüyordum. Doktora sorduğumda hormonların değişiminden dolayı, gebelikte normaldir demişti. Dikkate edecekmişim yediklerime. Ama ne mümkün! Karnım tam çıkmış olsa gene biraz daha kabul edilebilir olacaktı ama içimdeki daha mercimek kadar benim karnım ise karpuz büyüklüğündeydi. Mustafa o hallerime çok gülüp bana moral vermeye çalışsa da ben ilk aylardaki depresif ruh haliminde etkisiyle geceleri uflayıp puflayarak geçiriyordum. Sonra rezene çayı hayatıma girdi. Yemeklere kimyon atmaya başladım, akşam çiğ sebze ve salatadan uzak durdum, akşam üzeri yürüyüş yaptım ve tüm bunların çok faydasını gördüm. Zaten 4.aydan itibaren de gaz problemim çok azalmıştı. Sanırım vücut gebelikteki hormonal değişimlere adapte oluyor.
İkinci trimester 4.ayı bitirdikten sonra da hamile pilatesine başladım. (Doktorunuza mutlaka spora başlamadan önce danışın çünkü her gebelik farklı koşulları gerektiriyor. Mesela birazdan anlatacağım son gebeliğimdeki gibi.) Hareket etmek bana çok iyi gelmişti. Yaklaşık 3 kilo aldım ki ilk aylarıma bakacak olursak daha fazla olacağını tahmin ediyordum.
Son trimesterda ise yaklaşık 6 kilo alarak toplamda 13 kilo ile doğuma gittim. Şimdi fotoğraflara bakınca yüzümün en çok ilk gebeliğimde şiştiğini farkediyorum. Oysa ki pek ödemde olmamıştı ama resmen yanaklarım dolmuş.:)
2. Gebelik: Bebek Ela
Ela’ya hamileliğim de, doğum sonrası bebek büyütme sürecim de tam anlamıyla muhteşemdi.
Kendim yaşamasam ve bir başka anne anlatsa herhalde inanmazdım. Gazım olmadı, bulantım olmadı, bol bol seyahat ettim, 39. Haftaya kadar hamile yogası yaptım. Canımın çektiği herşeyi yedim, iştahım ne az ne de çoktu. Toplamda 11 kilo aldım, Ela 3 kilo 800 gram doğdu. Hiç gazı olmadı ve aylarca mışıl mışıl uyudu. Neyse en azından hayatımın bir döneminde böyle kolay bebek nasıl büyütülürmüş onu da yaşamış oldum. Anlatacak çok şey yok, herkese böyle bir gebelik diliyorum :))
3. Gebelik: Bebek Leyla Ada
Veee Mina’da hangi sorunları yaşadıysam onun daha da fazlasını Leyla’da yaşadım. İlk aylar hem bulantım daha fazla oldu hem de şişkinliğim. Çok gazlıydım ve bu defa 4 ay sürdü. Özellikle sabahları çok yoğun halsizlik yaşadım. Akşamları ise erkenden uykum geliyordu. Bodrum’ya yazın ortasında akşam 9 gibi uyuya kaldığımı söylersem ne halde olduğumu anlayabilirsiniz.:) Bir de iştahım erkenden arttı. İlk 3 ay 4 kilo aldım. Zaten bu hamileliğim toplamda 6 ay sürdüğü için şimdi o kiloları iyiki almışım diyorum. 26. Haftada erken doğumla dünyaya getirdiğim Leyla’m için aylarca süt sağdım ve belki de o kiloları almasaydım sütüm olmayacaktı. Çünkü süt üretimini sağlayan şeylerden biri de vücuttaki yağlar. Zayıf kadınların gebelikte biraz daha fazla yağ depolamaya eğilimli olmasının ardında yatan neden de bu. Vücudumuzun mükemmel bir sistemin parçası ve beni yaş aldıkça yaradılışa ve yaradanın kusursuzluğuna daha da hayran kalıyorum.
Son hamileliğimde riskli gebelik yaşadığım için spor yapmadım. İlk aylar Bodrum’da olduğumuz için her gün yüzdüm, 4 ve 5. aylarda seyahat ettim, yürüyüşler yaptım. Fakat 24.haftada bir anda yaşadığım talihsiz bir kanama sonucu doğuma kadar hep yatmak durumunda kaldım. 2 hafta ev istirahatinden sonra hiç beklenmedik bir şekilde suyum geldi. Sonrasında doktorumun verdiği tedavi ile 9 gün boyunca hastanede yataktan hiç kalkmadan ve kıpırdamadan bebeğimizi olabildiği kadar içimde büyütmeye çalıştım.
Doğum sonrası bebeğimiz 3 ay yoğun bakımda kaldı. Bu süreçte evde bekleyen iki kızımız ve hastanede anne sütü ile beslemem gereken bir prematüre bebeğim olduğu için yaşadığım tüm üzüntülere ve koşturmacaya rağmen iyi beslenmeye gayret ettim. Çok şükür ki bu kadar erken doğum yapmama rağmen sütüm geldi. Sütü arttıran emzirme diyetimi paylaştığım yazımı bu linke tıklayarak okuyabilirsiniz.
Hamilelikte Beslenme Programım ve Menüm
Sabah: Mutlaka yumurta (menemen/sahanda yumurta/omlet), 2 dilim tam buğday ekmeği, 2 dilim peynir, yeşillik, badem ya da ceviz
Ara öğün: 2 porsiyon meyve ve yanında süt, ayran ya da kefir,
Öğlen: Sebze yemeği ve yanında yarım tabak bulgur ya da makarna, bir kase yoğurt.
Ara öğün: Gün kurusu kuru kayısı 2-3 tane (kabızlığa iyi geliyor) kaşarlı tost
Akşam: Izgara et ya da etli tencere yemeği ya da etli kurubaklagil.
Gece: Bir porsiyon sütlü tatlı ya da dondurma.
Bu listeye tabiki sürekli uyamadım. Bu benim ideal listemdi. Mesela sabah ya da öğle yemeğinin yerini günlük programıma göre değiştirdim. Eğer akşam dışarıya çıkacaksak et yemeğini geceleri yiyordum. Bir tencere kısır yemişliğim, gecenin bir yarısı 2 paket çikolatayı 5 dakikada bitirmişliğim var :)) Hamilelik biraz da özgürce istediğini yiyebilmek değil mi? Ama her gün değil.:) Birgün çok kaçırdıysam ertesi günü dikkate etmeye çalışıyorum. Bu benim sadece gebelikte değil diğer zamanlarda da uyguladığım bir prensip, tavsiye ederim.
Hamilelikte bebek annenin rezervlerini kullandığı için kendisi için gerekli tüm besinleri alıyor. Ama eğer anne iyi beslenmezse doğum sonrası ciltte yaşlanma, saçlarda yoğun dökülme, sütün kalitesinde azalma çok daha yoğun görülebiliyor. O yüzden yediklerinizin kalitesine çok dikkat edin. Sadece bebeğiniz için değil, kendiniz için de. Fazladan yedikleriniz fazladan kilo olarak geri döner. O kiloları da doğum sonrası verirsiniz ama yeterince iyi beslenmemenin daha sıkıntılı sonuçları olabilir.
Her kadın ve her gebelik farklı. Kendinizi başka kadınlarla kıyaslamayın ve sadece iç sesinize kulak verin. Kendi bedeninizi dinleyip size iyi gelen, mutlu eden besinleri tüketin ve hamilelikte yemek yemekten olabildiğince zevk almaya bakın.
Diğer yazılarımı okumak için üzerlerine tıklayın:
Doğum sonrası nasıl kilo verdim?
Sütü arttıran emzirme menüsü
Üç hamileliğimde neler yedim, ne kadar kilo aldım?
Hamilelikte Beslenme Nasıl Olmalı?
Sosyal medya hesaplarımda annelik rutinlerim, bebek bakımı ve seyahatlerime dair çok şey paylaşıyorum.Oraya da beklerim!
Instagram: @cerenucarken