Major Depresyon

Günlük hayatımızda depresyon kelimesini ne kadar çok kullanıyoruz, farkında mısınız? Duygusal olarak çıkmazda hissettiğimizde, engellendiğimizde, terk edildiğimizde, işimizi, evimizi, şehrimizi değiştirdiğimizde depresyona girdim diyoruz. Günlük hayatın adeta bir parçası olan bu kelimenin anlamını gerçekten biliyor muyuz? Peki gerçekten depresyonu yaşayan insanları anlayabiliyor ve onların ihtiyaç duyduklarını verebiliyor muyuz? Günlük hayatta zorlandığımız ve bizi üzen olaylara karşı verdiğimiz depresif tepkiyi, depresyonla karıştırmamak lazım. Klinik anlamda depresyon adıyla tanımlanan tablo, farklı özelliklerine göre ayrı tedavi planlaması gerektiren, önemli bir duygudurum bozuklukluğudur. Yani birden çok alt gruptan oluşan bir bozukluktan bahsediyoruz. Uzmanlar tarafından bile ayırt etmekte kısmen zorluk yaratan o ince çizgileri anlamak oldukça emek istiyor. O yüzden gereksiz tanılarla yormayacağım sizleri.
Okumaya Devam...Yaln-ızolasyon

Yalnızlığın ilacıdır; duygusal yakınlık ve aidiyet. Aidiyet temel bir insan ihtiyacıdır ve bireyler aidiyet ve sevilme ihtiyacına sahip olarak dünyaya gelmektedir. İlk olarak aile içinde doyurulmaya başlanan bu ihtiyaçlar, yetişkinlikte topluma ve sosyal gruplara ait olma ihtiyacıyla giderilmeye devam eder ve alınan sosyal destek süreçleriyle de yakından ilgilidir.
Okumaya Devam...Agorafobi

Korona virüsü nedeniyle dün 31 büyükşehirde 48 saat süreyle sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Bu haberi takiben, pek çok kişinin sokaklara döküldüğünü ve yoğun bir kaygı ve panikle ihtiyaç olarak düşündüklerini ‘ya alamazsam?’ diye nasılda kaosa sürüklendiklerini görmüş olduk. Kollektif bir kaygının kollarındayız ve davranışlarımızı kontrol edemiyoruz.
Okumaya Devam...Panik Bozukluk

Korona virüsü ile birlikte insanlarda kaygı ve panik hali artmış durumda. Bir bakıma insanları koruyan ve hayatta kalmalarını sağlayan bu duygular, hangi çizgiden sonra bir ruhsal bozukluğa dönüşüyor? İşte en çok sorulan soru da bu. Kaygı genelde gelecekle ilgili kötü bir şey olacak beklentisine sahiptir. Yani bir konuda mesela hastalık, kişi o hastalığa gelecekte yakalanacağım diye bugünden başlayarak endişelenir. Senaryolar yazar ve bu senaryolar içinde kendini ve yaşayabileceklerini düşünmeye odaklanır. Odak burada düşüncedir. Panik atakta ise kişi korku, dehşet duygusu ve kaygıyı birlikte yaşar. Kaygı bozuklukları arasında en şiddetlisi diyebilirim. Farklı olan yanı ise panik atağın aniden başlaması, sebebinin belli olmamasıdır.
Okumaya Devam...Obsesif Kompulsif Bozukluk

Saplantı- Zorlantı Bozukluğu (obsesif-kompulsif bozukluk-OKB) yani günlük yaşamda kullanılan haliyle takıntı hastalığı. Korona ile beraber hemen hemen herkes (belkide ilk defa) bu hastalığın nasıl bir yapıya sahip olduğunu anlayabilecek ve empati kurabilecek duruma geldi.
Okumaya Devam...