Bugün Anne Baba Olmak

Dün çok keyifli bir söyleşiye katıldım ve sizinle bazı notları paylaşmak istiyorum.
Bugünün anne babaları ve geleceğin anne baba adayları! Sanırım hepimizin bu notları duymaya ihtiyacı var!
Niye mi? Çünkü kafamız çok karışık.
Eskiden aile içerisinde kurulmuş olan ebeveyn otorite dengesi, bugün yerini arkadaş gibi olmaya çalışan, her şeyi tam ve hatasız şekilde çocuğuna sunmaya çabalayan anne ve babalara bıraktı. Mevcut sınırlar ortadan kalktı ve nesil farkı giderek yok oluyor.
Ortaya da sınır tanımayan kişilik yapısına sahip, dürtüselliği artmış, narsistik kişilik özellikleri taşıyan bir nesil çıktı.
Bu nesil öyle ki; her şeyi isteyen, her şeye sahip olmak için anlık dürtüsel kararlar alabilen, hayır toleransı zayıflamış, kendi kuralarını koyan ama bu kuralların düzeltilmesine kesinlikle müsamaha göstermeyen bir nesil. Ailelerin “eksiklik yaşatılmayan” bir nesil yaratma kaygısı maalesef çok iç içe geçmiş ve fren mekanizması olmayan aile yapıları çıkardı ortaya. Oysa ki çocuğun koruyucu düzen anlamında bir otoriteye ihtiyacı vardır.
Her şeye çocuğun karar verdiği bir düzen korku verir çocuklara. Kendilerini yoldan çıktıklarında uyaracak, neyin doğru neyin yanlış olduğunu anlamaları için onlara referans olacak, sırtlarını dayayabilecekleri sağlam ebeveyn duvarlarına ihtiyaçları var.
O duvarlara dayanarak yol almak kendilik tasarımlarının oluşmasında yani kimlik gelişiminde önemli rol oynamaktadır.
Hangi okula gideceğine, ne alacağına, kaç saat tv seyredeceğine, bilgisayar oyunu ile ne kadar vakit geçireceğine hatta kiminle nerede uyuyacağına kadar kendi kararlarını vermesine izin veren anne babalar ne yiyeceklerine, ne giyeceklerine, ne zaman duş alacaklarına karar vermesine müsade etmiyor çocukların. Çocuklar kendileriyle ilgili özel alanlarına ilişkin yetkilere sahip değiller ancak anne babanın karar alanlarına ise tam yetkili konumda bulunuyorlar.
İşte bu kafa karışıklığı yaratıyor ve üst benlik zayıflıyor.
Babanın “ babacığım yalvarırım kardeşine vurma!” dediği an otorite yer değiştirir ve üst benlik ortadan kalkar. Çocuk bu kararı verecek pozisyona geçer ve tam yetkiyi almış olur. Bunun anlamı iç dünyada “senin sınırın yok, ben seni koruyamam” demektir. Bir sınır ihtiyacı olan çocuk sınırların nereye kadar olmadığını test etmek, hatta o sınırsızlığın verdiği belirsizlikten kurtulmak için daha ileri giderek zorlar.
Hep o duracağı “sınırı” aramaktadır.
Eski dönemde ebeveynlerin sahip olduğu baskıcı aşırı otoriter tutumların çıkardığı sorunlarla mücadele eden dünün çocukları bugünün sınırları olmayan ebeveynleri olarak karşımıza çıkıyor.
Çok sınır ile hiç sınır arasında bir hat bulmak gerekiyor.
“ Kardeşine vuramazsın, annenle ben buna izin vermiyoruz. Bende senin yaşlarında zorlandım, istediğin zaman bizimle konuşabilirsin, ama böyle davranmaya devam edemezsin.” dediği zaman bir baba, hala yetkiyi ve otoriteyi elinde tutuyordur, sınır koymuştur ama iletişim için o aşırı otoriter aile yapısından gelen duvarıda yıkmış olur.
Çocuklarınızın arkadaşı olmayın, onların arkadaşları var.
Onların korktukları canavarlar da olmayın, hayal gücü ile sizi öyle resmedecektir.
Onların anne ve babası olun!
Paylaşabilen, koruyabilen, güven veren, sağlam ve kararlı duran anne babaların o sınırlara ihtiyacı var.
İlginizi çekebilecek diğer yazılar
Çocuğumla nasıl ilişki kurmalıyım?
Çocukların temel ihtiyaçları nelerdir?
Şema ne demek? Şemaların oluşumunda hangi faktörler etkilidir?
Ebeveynlik tutumları nelerdir?
Ebeveynlik tutumları ile temel ihtiyaçlar örtüşmediğinde çocuklar nasıl etkileniyor?
Instagramdan takip etmek için; @uzm.psk.sinemcakir
Tamamina katiliyorum..cok tesekkurler paylasim icin..yeni bir hat bulmak gerek..kisaca eski anlatim ile ata erkil aileden cocuk erkil aileye...ortasini bulmaliyiz..