Psikolojik Doğum Sırası
Size şöyle sorsam nasıl cevaplardınız?
- Ailenizde kim en çok arabulucudur?
- Kim ebeveynlerinizle daha çok tartışır?
- Eğlenceli, komik hatta alaycı dendiğinde ailenizden kim geliyor aklınıza?
- Okul başarısı konusunda kim daha az zorlandı?
- Arkadaş çevresi en kalabalık olan, her gittiği yerde mutlaka arkadaş bulabilen hanginizdiniz?
Doğum sırası, kronolojik olarak ailemizde dünyaya geliş sıramızdır. Yani ilk dünyaya gelen sizseniz, ilk çocuksunuz. Sizden küçük olan bir kardeşiniz varsa ona da küçük çocuk diyebiliriz. İkiden fazla çocuğun olduğu bir ailede ise ilk ve son arasında kalan her çocuk ortanca çocuktur ve aileniz sizden başka çocuk yapmak istememiş veya yapmamışsa tek çocuksunuz demektir. Size sorulduğunda bu sistematikle cevap veriyorsunuzdur.
Peki ya ailenizde sizden önce başka bir çocuk daha vardıysa ve aileniz kaybettiyse? Ya da ablanız engelli bir bireyse? Aileniz boşanmış ve yeniden evlenmişse? Üvey kardeşleriniz aynı aileden veya başka ailelerdense? Ya da sizin kardeşinizle aranızda 15 yaş varsa ve yaşamınızın büyük bir bölümünü aynı evde geçirmediyseniz? O zaman yine aynı doğum sırasına sahip olduğunuzu düşünür müydünüz?
Psikolojik doğum sırası, bireylerin dünyaya geldikleri ailenin içinde benimsedikleri doğum sırası konumunu ifade eder. Yani ailenizin koşullarına, tutumuna, özelliklerine göre sizin kendinizi ait hissettiğiniz karakteristik pozisyondur. Her bir doğum sırası konumuna ilişkin genel karakteristik özellikler vardır ve bu psikolojik doğum sırası özelliklerinin gerçek doğum sırasından daha farklı olabileceğini söyleyebiliriz. Hatta yapılan araştırmalar gerçek doğum sırasından ziyade psikolojik doğum sırasının etkili olduğunu göstermektedir.
Peki bu fark nedir yani?
Gerçek ya da psikolojik doğum sırası nasıl değişiyor diyorsanız eğer, bir iki örnekle açıklamaya çalışayım. Aile denilen sistem içinde pek çok birey yer alır ve bir ailenin standart bir sistematiği yoktur. Yani her aile anne, baba ve çocuklardan oluşmaz. Doğal olarak farklı sistemler farklı sonuçlar ve farklı yaklaşımlar ortaya çıkmasına neden olur. Gerçek doğum sırasındaki konumunuzu etkileyebilecek faktörler arasında kardeşler arasındaki yaşfarkı, kardeş sayısı, cinsiyet, aile büyüklüğü, fiziksel veya zihinsel farklılıklar, karma aileler, evlat edinme, aile ortamı, ölüm ve aile içi değerler gibi pek çok değişken sayılabilir. (Özellikle kardeşler arasında 5 yaş ve daha fazla olması halinde doğum sırası pozisyonu sıfırlanabilir ve siz ilk çocuk özellikleri taşıyan bir değil iki kız çocuğuna sahip olabilirsiniz.)
Örneğin ailede ilk çocuk konumunda dünyaya gelen bir erkek çocuğun doğumundan 10 yıl sonra dünyaya gelen kız kardeşi, cinsiyet ve yaş farkı nedeniyle psikolojik doğum sırasına göre tek çocuk konumunda yer alabilir ve bu konumun karakteristik kişilik özelliklerini taşıyor olabilir. Veya ilk çocuğun özel gereksinimli (mental reterdasyon tanısı almış olsun) olması nedeniyle dünyaya gelen ikinci çocuk, tek çocuk ya da ilk çocuk özellikleri taşıyor olabilir. Yeniden birleşme sonucu oluşmuş karma ailelerde büyüyen çocuklar keza aynı şekilde gerçek doğum sıralarından çok farklı doğum sıraları algılayıp, ona uygun kişilik özellikleri geliştirebilirler.
Bu doğum sırası kavramı ilk olarak Sir Francis Galton’nun 1874 yılında, ilk doğan erkek çocuklarının bilim adamları arasında fazla temsil edildiğini farketmesiyle ve bundan bahsetmesiyle hayatımıza girdi. Ancak bu kavramın kuramsal temellerini atan Alfred Adler olmuştur. Adler, bireylerin çocuklukta başlayan yaşam tarzı oluşumunun yetişkinlikte de etkili olacağını vurgulayan, bireysel algılarımızın hayatımızın büyük bir bölümünü etkileyeceğini savunan ve kardeş ilişkisinin önemini bilimsel çalışmalarla ortaya koyan psikoloji alanındaki etkili isimlerden biridir. Adler kendi aile ilişkisinden oldukça etkilenmiştir. Öyle ki ezeli rakibi ile aynı adı taşıyan abisi Sigmund ile olan ilişkisi ve kendisinin sağlık sorunları yüzünden aile içinde hissettiği geride kalmışlık yaşantıları, onun herkes de var olduğuna inandığı ‘aşağılık duygusu’ ve ‘doğum sırası etkilerini’ bir kuram haline getirmesine neden olmuştur.
Dünyaya gelen her çocuk ailelerinin sevgi ve ilgisini paylaşmak amacıyla kendilerini ve içinde bulundukları kardeşlik rollerini tanımlamaya çalışır. Anne baba kadar kardeşlerinde gözünde önemli olduğumuzu hissetmek isteriz ve bir şekilde kendimizi ve davranışlarımızı etrafımızdaki kişilere bakarak değerlendiririz. Bu değerlendirme ilk ailede başlar ve aile içinden dışarıya, sosyal hayatımıza taşar. Referanslarımızı bu atıflarla oluştururuz. Bu tek bir doğum sırası pozisyonu anlamına gelmemektedir. Birden çok doğum sırası özelliğini barındırmamız mümkündür ve psikolojik doğum sırası bireylerin, kişilik özelliklerini, başa çıkma stratejilerini, aidiyet duygularını, öz şefkat düzeylerini etkilemektedir.
Psikolojik Doğum Sırası özellikleri için tıklayınız.
Instagramdan takip etmek için; @uzm.psk.sinemcakir