Kalıplara değil bebeğin size verdiği anahtara bakın!
Oldukça fazla ebeveyn çocuklarında var olan kolik ağlamaları, uyku düzenini, yemek ve iştah problemlerini, emzirme, sonraki yaşlarda olabilen tırnak yeme, alt ıslatma gibi davranış problemlerini internette saatlerce aratarak, çocuk psikologlarına danışarak aşmaya çalışıyor. Maalesef her bebek biricik olduğu içinde tek ve geçerli bir çözüm bulunamıyor.
Çocuklarda, gelişim basamakları çoğunlukla birbirine benzer döngülerle ilerler ancak genetik yatkınlıklar, ebeveyn tutumları ve ailenin sahip olduğu sosyal destek koşulları tarafından da şekillenir ve farklılaşır.
Genetik yatkınlık oldukça önemli bir faktördür aslında. Genellikle ebeveynlerden biri veya ikiside benzer bir bebeklik dönemi geçirmiş oluyor. Az uyuyan bebeklerde bir bakıyorsunuz, anne veya babada benzer bir süreç yaşatmış ailesine. Ya da iştahı az veya çok fazla diye şikayet edilen bebeğin, anne veya babasında aynı tercihleri görüyorsunuz. Kardeşler bile ayrılıyor birbirinden, birisi annesi gibi tatlı sevmiyorsa, diğeri tatlı diye ölüyor, tıpkı babasının baklavaya öldüğü gibi!
Çocuklar bir haritayla ya da kullanma kılavuzuyla gelmiyorlar dünyaya ama anne babanın yaşam izleriyle beraber doğdukları kesin!
Çocukların ihtiyaçlarını, tercihlerini bilmek ve önemsemek pek çok ebeveynin hayatını kolaylaştıran bir anahtardır ve çocuğunuz doğduğu andan itibaren o anahtarı size verir. Kullanıp kullanmamak ise size kalmış!
Kalıplara değil bebeğin size verdiği anahtara bakın!
Emzik kullanımı son yıllarda artık kabul gören ve emme refleksi fazla olan çocuklarda kullanılması önerilen bir araçtır ancak zorunlu değildir. Ya da anne sütü bebeğin gelişimi için gereklidir, sağlıklıdır, katkıları oldukça fazladır ama siz sütü gelmeyen ya da anne sütünü bırakan bir bebeği olan anneye bunun mutlaka olması gerektiğini söyleyip durursanız, annenin ruh halini bozmakla kalmaz, bu ruh halinin bebeğin hayatına da yansımasına neden olursunuz. Sizinle sosyal anlamda bağ kuran bebeğinizin, ihtiyaçlarının yanı sıra, tercihlerinide göz önünde bulundurmak işte bu yüzden önemlidir.
Bazen dışarıdaki insanlara kapatıp gözlerinizi, bebeğinizi gören pencereye açmanız yeterlidir.
Günümüz anneleri baskı altındalar. Bebek için ne olmalı ne olmamalı o kadar fazla kişi tarafından konuşuluyor sorgulanıyor ve hatta akıl veriliyor ki bir an durup kendi anneliğini sorgularken buluyor kadınlar kendilerini. Suçluluk duyuyorlar o standartlar yüzünden! Oysa sadece elindeki imkanları sunmaları önemli olan. Yani eğer normal şartlar altında, maddi imkanlarınız çocuğunuzun ihtiyaçlarını gidermeye yetiyor, bir sosyal destek kaynağından yardım alabiliyorsanız (eş, anneanne, babaanne veya bakıcı gibi), atıl vakit diye nitelendirebileceğimiz birkaç eylemi azaltarak bebeğinize kaydırma imkanınız varsa, bunu ona sunmanız önemli.
Mesela uyku düzeninin sağlarkende kendi ev ortamınıza uygun rutinler geliştirmek en iyi yol. Ben olursa ne güzel olur diye nitelendirilen bazı durumlardan çocuklarda uyku düzeni adlı yazıda bahsedeceğim, lütfen bunlara kendi yatağınızdan bakıp , ‘olduğu kadarıyla’ yapabilirim dediklerinizi seçmeye çalışın. Sonra alıp bebeğinizin odasına getirin!!
Instagramdan takip etmek için; @uzm.psk.sinemcakir